Hoş Geldiniz Mesajı Gibi Bir Metin Ekliyorum Şu An;

Hoş geldiniz! Kahve içiniz!

Saygılar...

29 Şubat 2012 Çarşamba

Siz Bu Yollardan Geçmişsiniz.. Sorry!


Bundan yaklaşık beş altı yıl önce, saçlarım siyahtı -yine siyah- ve ben siyah saçın arasındaki kızılları çok seviyordum. Zevksiz değildim; sadece ergenlikten yeni yeni çıkıyordum(?), kahverengi saçıysa çok sıkıcı buluyordum. Kara kara saçlarımı, ara ara kızıllarla süsleyecek cesaretim de yoktu. Yanabilirlerdi! O yaşlarda henüz başıma gelmemişti; fakat daha sonraları, acı tecrübelerle öğrendim ki, saç yanar!

Ben de kendime yeni bir düşünce biçimi geliştirdim; yapmak isteyip yapamadıklarını -her nedense işte- yakın arkadaşlarına (çok yakın) yaptır, gerekirse zorla! Mesela, S....'ye, saçlarını siyah/kızıla boyarsa ne kadar çekici ve güzel olacağı yönünde yalanlar söyle.
İşe yaramadı.. S...., yedinci senesini dolduran arkadaşlığımız boyunca, kahverengi saçlı olarak kaldı.

Böylece, bana başarısızlıktan başka bir şey getirmeyen düşünce biçimim rafa kalktı. Daha doğrusu, ben öyle olduğunu sandım! Geçtiğimiz cuma günü, o tozlu raflardan, tüm ihtişamıyla inip, beynimde sıkış tepiş bir yere çöreklendi. Sonuçta aradan kaç yıl geçti ve ben boş zamanlarımda kendime yeni yeni düşünce biçimleri ürettim. Beynim dolu.. Sığdıramıyorum, adeta!

Her neyse.. Yıllar öncesinden farklı olarak, bakıp görüp beğendiğim bir şeyi arkadaşıma diretmek gibi bir şımarıklığa girişmedim. Yirmi beş yaşındayım neticede; olgun davranışlar içerisindeyim. Bu defa, arkadaşım baktı gördü beğendi ve yapmakla yapmamak arasında gelgit yaşıyor. Yapması gerektiği yönünde bir kaç kelam ettim, o kadar. Ama yapması gerekiyor. Yapmazsa çok üzülece(ğim)k! Eğer ki, saçını kızıl/siyaha boyamakla eş değer bi' şey olsaydı, yalvarabilirdim bile. Yalvaramam; sonra benim götümde patlar!

Bunları anlatıyorum ama hiç düşünüyor musunuz neden anlatıyorum? Psikolojik bir araştırma konusu açtım ben burada! Sevgilisi olan kadın, beğendiği bir erkek, kendisinin en yakın arkadaşıyla birlikte olsun ister. Kilolarından dolayı üzerine olmayan elbiseyi, en yakın arkadaşı alsın ister. Şehirde yaşayan kadın, banliyöde yaşama hayali de kuran aynı kadın (Türkiye'de banliyö diye bir şey yok ama çok amerikan filmi izledim), çeşitli sebeplerden dolayı banliyöye taşınamıyorsa, en yakın arkadaşı gidip banliyöye yerleşsin ister -en yakın arkadaşını niçin kendinden uzağa göndermek istiyor bu kadın? Bu da farklı bir araştırma konusu!

İşte kadınların böyle tuhaf bir düşünme biçimleri var. Maksat, psikanalistlere mevzu çıksın!

Ben geliştirdim dediğim düşünme biçimini meğerse ben geliştirmemişim diye yalancı mı oldum şimdi? Olmadım! 18-19 yaşında bi' şeydim; nereden bilebilirdim ben giderken çoktaaan dönüş yolunu yarılamış kadınlar olduğunu!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder