Dün akşam salonda bi' başıma oturmuş tv izliyordum. Hatırlamıyorum ama çok muhtemel kahve de içiyordum. Çünkü genelde kahve içerim. Hareketsiz/az hareketli yaptığım bir eylem varsa, kahvede oralarda bir yerdedir; ya elimde ya da sehpanın üzerinde. Annem bugün "yaşayasın toprakları kadar, büyükbaban gibisin." dedi. Annemin özlü sözlerine diyecek yok! Büyükbabamın da köyde, elinden çay bardağı eksik olmazdı. İstanbul'a geldiğinde de eksik olmadı ama ben köye gittiğim zamanlarda hatırlıyorum. Elinde bardak, köy yolundan yukarı doğru ağır ağır yürürdü (bkz: az hareket). Sonra da bardağı yukarılarda bir yerlerde, yol kenarına bırakırdı, biz gider alırdık.
Büyükbabama benziyor olabilirim ama mevzu bu değildiki!
Televizyon izliyordum, evet.. Kahvem de vardı. Geçeliiimmm!
Zapink eylemini gerçekleştirirken, bir de baktım ne göreyim, Eurovision!Çok şaşırdım! Böyle bir afalladım ki sorma gitsin... Ve ben neden konuma sadık kalamıyorum? Neden Allahım yaa? Oysa dün kandildi ve ben çok dua etmiştimya! Gerçek!
Şaşırmadım. Eurovisionu gördüm, bunu izleyeyim bari dedim. Malum;Can Bonomo, şarkı güzel, çizgi film şarkısı gibi diyenler oluyor çevremde ama onlara "vataşiba vataşiba" demek istiyorum.. İzliyorum, gayet normalim. Ülkeler çıktı, şarkılarını söylediler, genel olarak sevmedim.. Bence bizimkisi baya daha iyiydi onlardan. Sonracığıma,yirminci ülkede şarkısını söyledikten sonra oylama yapılacak ve finale kalan ülkeler belli olacak. 1,2,3,4.. derken Türkiye demiyorlar. 9 dediler, Türkiye demediler! Neyse 10'da Türkiye dediler, finale kaldı Can Bonomo falan filan...
Tabii ki bir Eurovision değerlendirmesinden bahsetmek değil amacım..
Sonuçlar açıklanırken şöyle bir düşünce geldi bana (töbeebismilah); Sanki ben izlediğim, benim gözümün önünde cereyan ettiği için ve içten için Can Bonomo'nun finale kalmasını istediğim için, Can Bonomo finale kalamayakmış gibi.. Düşünce bu!
Sonra daha önce de böyle şeyler düşündüğümü hatırladım; Maç izlerken, yarışma izlerken...
Uğursuz olduğumu söyleyen sazanları duyar gibiyim.. Değilim. Hem değilim, hem de uğursuzluk getirdiğim yönünde bir inancım yok!
Düşüncenin bana gelmesiyle, nedeninin gelmesi eş zamanlıdır!
Anladım ki, ben, güzel şeylerin, özellikle gerçekleşmeme ihtimali de bulunan güzel şeylerin, insanın gözünün önünde gerçekleşmeyeceğine inanıyorum. Bilinçaltım böyle diyormuş.
Bana göre, güzel şeyler duyulurmuş, haberi gelirmiş.. Olma aşamasındayken görülmezmiş. "Olacak, oluyor ve olduuuu!" diye bir şey yokmuş.
Ya.. Bir Eurovision'dan içsel yolculuğa,kendini tanıma, gözlemlemeye bağlarım! Yaparım bunu, şaşıran da şaşırır.